Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) 40’ıncı kuruluş yıl dönümü İstanbul‘da kutlandı.
Beşiktaş’ta bir otelde yapılan törene, İstanbul Valisi Davut Gül, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ali Sivri, 3. Kolordu Komutanı Korgeneral Sezai Öztürk, Kuzey Deniz Saha Komutanı Tümamiral Rafet Oktar, İstanbul Tersanesi Komutanı Tuğamiral Recep Erdin Yetkin, İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Yusuf Kenan Topçu, İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş, Dışişleri Bakanlığı İstanbul Temsilcisi Büyükelçi Ayşe Sözen Usluer, İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekip Avdagiç, bazı belediye başkanları, kamu kurum ve kuruluşlarının yöneticileri, bazı üniversitelerin rektörleri, gaziler ve çok sayıda davetli katıldı.
KKTC Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu, yaptığı konuşmada, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılının kutlandığı bu dönemde ülkelerinin kuruluşunun da 40. yılını kutlamanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin desteği ve garantörlüğünde var olma savaşını devam ettiren KKTC’deki Türklerin, Türklüğün devamı olduğunu ifade eden Amcaoğlu, şöyle konuştu:
“(Kıbrıs’ta) Bugüne kadar verilen mücadelenin sonucu, başka bir ülkede yaşanmaması adına güzel bir örneklik teşkil ediyor. Görüyorsunuz KKTC’nin yanı başında yaşanan soykırımı, mezalimi. Çocuklar ölürken susmayı tercih edenlerden değiliz. KKTC, Türkiye Cumhuriyeti ile bu vahşeti dile getirmektedir. Çünkü bunların bin beterini KKTC’nin 100 köyünden fazla yerlerinden olan, 11 yıl çadırlarda yaşayan insanları yaşamıştır. Canlı canlı toprağa gömülerek evlatlarını kaybetmiştir. Bir başkası yaşamasın diyoruz.”
“Garantörünüz yoksa ananızın ak sütü gibi helal olan toprakları size yar etmezler”
İstanbul Valisi Gül de KKTC’nin Türk dünyasının göz bebeği olduğunu ifade ederek, KKTC’ye giden yolun, 100. yılı kutlanan Türkiye Cumhuriyeti ile başladığını söyledi.
Şehit ve gaziler ile KKTC’nin kuruluşunda görev alanları anan Gül, şöyle devam etti:
“Bu coğrafyada güçlü olmadan ayakta kalma ihtimaliniz yok. Nereden anlıyoruz, Bosna’dan anlıyoruz, Karabağ’dan anlıyoruz, Filistin’den anlıyoruz. Bu coğrafyada devlet kurmak yetmiyor. Bu coğrafyada toprağın sizin olması yetmiyor. Güçlü bir ordunuz yoksa, güçlü bir milletiniz yoksa, ekonomik olarak güçlü değilseniz, hele hele KKTC ölçeğinde baktığımızda Türkiye Cumhuriyeti gibi yanınızda size yarenlik eden bir devletiniz, garantörünüz yoksa maalesef ananızın ak sütü gibi size helal olan toprakları size yar etmezler. O açıdan Türkiye Cumhuriyeti’nin bu desteğiyle KKTC’nin bu bilinciyle inşallah nice yıllarını göreceğiz.”
Türkiye’den Akdeniz’in altından borularla gönderilen su ile KKTC’nin su probleminin çözüldüğünü anımsatan Gül, ülkenin eğitim, altyapı, turizm anlamında adeta Akdeniz’in incisi olduğunu söyledi.
“En büyük güvencemiz devletimizdir”
KKTC’nin İstanbul Başkonsolosu Fatma Demirel ise Cumhuriyet’in anlam ve önemini bildikleri için 40. yıl dönümünü coşkuyla kutladıklarını dile getirdi.
Kıbrıs Türklerinin yıllar içerisinde gördüğü baskı ve zulümleri anlatan Demirel, baskılara boyun eğmeden, mücahit ve mücahideler olarak göreve hazır insanların zaferine inandıklarını söyledi.
Kıbrıslı Türklere dün olduğu gibi bugün de ana vatan Türkiye’nin sahip çıktığını ifade eden Demirel, şunları kaydetti:
“Türkiye Cumhuriyeti, soydaşlarını kurtarmak için 20 Temmuz 1974’te silahlı kuvvetlerini adaya göndererek barışı tesis etmiştir. O gün bugündür iki taraf arasında süregelen görüşmelerde ortak bir zemin arayışı sonuç vermemiştir. Çünkü masadaki iki taraftan birisi haksız bir şekilde devlet olarak, diğeri ise toplum olarak muamele görüyor. Davalarımızı anlattığımız her platformda haklarımız teyit edilmekte, en çok da ülkemize uygulanan kısıtlamaların yersizliği dile getirilmektedir. Ancak çözüm bulma ve haksızlıkların giderilmesi noktasında elle tutulur ilerleme gerçekleşmemektedir.”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk dünyasının Akdeniz’de bir kalesi olarak varlığını sürdürdüğünü vurgulayan Demirel, ülkede devam eden yatırım ve gelişmeleri aktardı.
KKTC’nin, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Türk Devletleri Teşkilatına gözlemci üye olduğunu ve Türk devletleri içerisindeki varlıklarının ileriye dönük ümitlerini yükselttiğini söyleyen Demirel, “Artık kaybedecek zaman kalmamıştır. Görüşmeler devam edecekse iki eşit, egemen devlet arasında olacaktır. Değilse de bayrağımız şerefiyle dalgalanmaya devam etmektedir. Doğu Akdeniz’in bir enerji üretim ve dağıtım merkezi olma potansiyeli, Ada’da ve bölgede barışın devamlılığı açısından önem arz etmektedir. Bunun için de en büyük güvencemiz devletimizdir.” değerlendirmesinde bulundu.