Uluslararası Uzay İstasyonu: Uzayda Yaşanan Kritik Anlar
Yirmi yılı aşkın süredir Dünya yörüngesinde insanlığın kalıcı evi olarak hizmet veren Uluslararası Uzay İstasyonu (UUİ), sadece bir laboratuvar değil, aynı zamanda küresel işbirliğinin ve mühendislik dehasının bir sembolü. Milyarlarca dolarlık bu dev yapı, kesintisiz insanlı görevler rekorunu da elinde tutuyor. Ancak en çarpıcı başarı, tüm bu süre zarfında tek bir astronotun bile yaşamını yitirmemiş olması.
Bu olağanüstü başarı, istasyonun güvenlik sistemlerinin ve en zorlu koşullarda çalışan mürettebatın yetkinliğinin adeta bir kanıtı. Uzayda hayatta kalmak asla rutin bir iş değil. UUİ, yıllar boyunca sayısız teknik arıza, tehlikeli uzay enkazı tehdidi ve ani gelişen acil durumlarla karşı karşıya kaldı. İstasyonda meydana gelen bu olayların herhangi biri kolaylıkla bir felakete dönüşebilirdi ve her biri, uzay yolculuğunun ne kadar ince bir güvenlik çizgisi üzerinde ilerlediğini acı bir şekilde hatırlattı.
İşte bu krizlerden en dramatik olanları…
İçindekiler
- Kaskın içinde boğulma tehlikesi: Luca Parmitano olayı
- Rus modülünün kontrolsüz dönüşü: İstasyonda panik anları
- Kurtarma kapsülünün sızıntısı ve fırlatma iptali
- Sessiz tehdit: Küçük bir delik ve basınç kaybı
Kaskın içinde boğulma tehlikesi: Luca Parmitano olayı
UUİ tarihindeki en korkutucu anlardan biri, 16 Temmuz 2013’te, İtalyan astronot Luca Parmitano‘nun uzay yürüyüşü sırasında yaşandı. Rutin bir görev sırasında Parmitano, kaskının suyla dolmaya başladığını fark etti. Önce ensesinde hissettiği ıslaklık, kısa sürede kulaklarını, ardından gözlerini kapladı ve burnunu tıkadı. Uzayın mutlak vakumunda, kendi yaşam destek ünitesinin içinde boğulma tehlikesiyle karşı karşıya kalan Parmitano, akıl almaz bir durumla yüzleşti.

Soğukkanlılığını koruyan astronot, neredeyse kör bir şekilde hava kilidine geri dönmeyi başardı ve istasyondaki arkadaşlarının yönlendirmesiyle içeri girdi. NASA, bu olayı istasyon tarihinin en kritik kazalarından biri olarak nitelendirdi.
Rus modülünün kontrolsüz dönüşü: İstasyonda panik anları
UUİ’nin karşılaştığı en pahalı ve tehlikeli yakın kazalardan biri 2021 yılında, Nauka bilim modülünün istasyona kenetlenmesinden saatler sonra gerçekleşti. Başarılı gibi görünen kenetlenmenin ardından, Nauka’nın iticileri bir yazılım hatası nedeniyle kontrolsüz bir şekilde çalışmaya başladı.
Bu beklenmedik güç, bütün istasyonun yaklaşık bir buçuk tur, yani 540 derece dönerek yönelimini kaybetmesine neden oldu. Güneş panellerinin enerji üretimi ve iletişim için doğru hizalanması hayati önem taşırken, bu kontrol kaybı istasyonun yapısal bütünlüğünü ciddi şekilde tehdit ediyordu. Dünya’daki görev kontrol ekipleri, diğer araçların iticilerini kullanarak dengeyi sağlamak için uğraştı. Neyse ki Nauka’nın yakıtı bittiğinde istasyon stabilize edildi. Bu olay, en basit eklemelerin bile nasıl büyük bir felaket riskine dönüşebileceğini gözler önüne serdi.
Kurtarma kapsülünün sızıntısı ve fırlatma iptali

14 Aralık 2022’de, istasyona yanaşmış olan Soyuz MS-22 uzay aracında bir soğutucu sıvı sızıntısı tespit edildi. Mikrometeorit çarpması sonucu oluştuğu düşünülen 0,8 milimetrelik bir delik, kapsülün soğutma sistemini devre dışı bıraktı. Bu, sadece kapsülün iç sıcaklığını tehlikeli seviyelere yükseltmekle kalmadı, aynı zamanda Amerikalı ve Rus üç mürettebatın acil durumda Dünya’ya dönüş aracını da kullanılamaz hale getirdi.
Sorunu çözmek için yeni bir Soyuz (MS-23) kapsülü insansız olarak fırlatılmak zorunda kaldı.
Sessiz tehdit: Küçük bir delik ve basınç kaybı
Ağustos 2018’de ise çok daha sessiz ve sinsi bir tehlike ortaya çıktı. İstasyonun kabin basıncı yavaş ama düzenli bir şekilde düşmeye başladı. Araştırmalar sonucunda, yanaşmış Soyuz MS-09 kapsülünün yörünge modülündeki 2 milimetrelik küçücük bir delik tespit edildi. Bu küçük delik, uzun vadede istasyondaki havanın tamamının uzayın boşluğuna kaçmasına neden olabilirdi. Mürettebat, ilk başta deliği basit Kapton bantla kapattı, ardından epoksi ve gazlı bezle güçlendirerek sızıntıyı durdurdu. Deliğin üretim hatasından mı, bir çarpışmadan mı yoksa başka bir nedenden mi kaynaklandığı ise hala tam olarak bilinmiyor.
Tüm bu yaşananlar, UUİ’nin sadece bilimsel bir çalışma alanı değil, aynı zamanda insan zekasının, soğukkanlılığının ve mühendislik bilgisinin sürekli sınandığı bir yer olduğunu gösteriyor. Bugüne kadar herhangi bir can kaybı yaşanmamış olması olağanüstü bir başarı hikayesi olabilir; ancak her olay, uzaydaki güvenliğin ne kadar ince bir sınır üzerinde durduğunu hatırlatıyor.